27.11.2025 / Ankara

Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) 62. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen ödül törenine katılan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Ankara’nın sadece Türkiye’nin başkenti değil, aynı zamanda sanayinin, bilimin, yazılımın, teknolojinin, inovasyonun ve savunma sanayisinin de başkenti olduğunu ifade etti.​

Ankara’nın
savunma sanayisinden sağlık teknolojisine iş ve inşaat makinelerinden yüksek
teknoloji üretimine kadar her alanda adından söz ettiren, dünyanın her köşesine
ve 190’dan fazla ülkeye sanayi ürünleri ihraç eden bir şehir olduğunu anlatan
Hisarcıklıoğlu, ASO’nun buradaki emeklerine dikkati çekti.

Otellerdeki “yıldız” sistemi gibi dünyada odalar için de benzer bir standart
olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu “Çok şükür bugün Türkiye’de neredeyse
367 odadan 290 tanesi bu akrediteye ve 5 yıldızlı konuma geldi.” diye
konuştu.

Hisarcıklıoğlu,
uluslararası akredite kuruluşlarınca odaların denetlendiğini belirterek, “Bu denetlemenin sonucunda, Ankara Sanayi Odamız tam 5 yıldızlı hizmet
verdiğinin somut göstergesini teyit etmiş oldu.” ifadesini kullandı.

ASO’nun
her yıl geliştirdiği, artırdığı faaliyetleriyle kurumsal kapasitesiyle iş
insanlarının temsil mekanizması olma sorumluluğunu yerine getirdiğine işaret
eden Hisarcıklıoğlu, “ASO, hayata geçirdiği projelerle, çalışmalarla
Ankara’nın marka değerini artırıyor ve şehrimizi geleceğe taşıyor. Hem bir
sanayici hem de TOBB başkanı olarak ASO’nun köklü geçmişiyle icraatlarıyla
iftihar ediyorum.” değerlendirmelerinde bulundu.

-Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz

Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise konuşmasında, “Yeniden ana eğilimine, düşüş
eğilimine girmiş durumda enflasyon. Bu ayın enflasyonunun da iyi bir noktada
geleceğini öncü göstergelerden tahmin edebiliyoruz.” dedi.

Yılmaz,
dünya ekonomisinin büyümesinin tarihsel ortalamalarının altında seyrettiğini,
dünya ticaretinin bunun da altında büyüdüğünü, savaşların yanı sıra ticaret
savaşlarının da yaşandığını söyledi.

ABD,
Çin ve Avrupa Birliği gibi büyük ekonomik aktörlerin politikalarının ciddi
şekilde yakından takip edilmesi ve Türkiye’nin buna göre stratejik olarak
konumlandırılması gerektiğine işaret eden Yılmaz, “Dünyanın bu hali içinde
Türkiye ekonomisi son 22-23 yılda dünyadan çok daha hızlı bir şekilde büyüdü.
Dünya ortalama yüzde 3,5 büyürken, bizim ekonomimiz yıllık ortalama yüzde 5,4
büyüme kaydetti. Dünyadan 1,9 puan her yıl daha fazla büyüdük. Bu önemli bir
başarı.” ifadelerini kullandı.

Yılmaz,
Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,3 büyümesini beklediklerini dile getirerek,
şunları kaydetti:

“Bu
yıl ekonomimiz 1,5 trilyon dolar seviyesini aşmış olacak. Bundan 22-23 yıl önce
238 milyar dolarlık bir ekonomimiz vardı. Bu sene inşallah 1,5 trilyon doları
aşan bir ekonomik büyüklüğü görmüş olacağız. Geçen yıl itibarıyla nominal dolar
bazında dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Satın alma gücüne göre 12. büyük
ekonomisiyiz. Bu yıl IMF’nin dünyadaki ülkelerle ilgili tahminlerinin
gerçekleşmesi halinde Türkiye nominal dolar bazında dünyanın 16. büyük
ekonomisi olacak. Satın alma gücü paritesiyle ise 11. büyük ekonomi olacağız,
IMF’nin tahminlerinin gerçekleşmesi halinde.

Diğer
taraftan Dünya Bankasının sınıflandırması var. Ülkeleri dört gruba ayırıyorlar,
düşük gelirli ülkeler, alt orta gelirli ülkeler, üst orta gelirli ülkeler ve
yüksek gelirli ülkeler şeklinde. ‘Son çeyrek asırda Türkiye neyi başardı?’ diye
soracak olursanız, Türkiye alt orta gelirden üst orta gelire yükseldi ve burada
kalıcı hale geldi. Şimdi ise bu yıl özellikle tam bu kritik eşikteyiz. Bu yılki
gerçekleşmeler ışığında Türkiye, tarihinde ilk defa yüksek gelirli ülkelerden
biri haline gelecek Dünya Bankası hesaplamalarına göre. İlk defa yüksek gelirli
ülkeler ligine alt basamaktan da olsa bir adım atmış olacak. Ama bu daha zorlu
bir dönem. Burada kalıcı olmak önemli olan ve ilerlemek. Bu da rakamsal
dönüşümlerin ötesinde niteliksel bir değişimi gerektiriyor. Sadece rakamları
büyüterek bu ligde kalamazsınız. Kurumlarınızı dönüştürmeniz lazım. Reformlar
yapmanız lazım. Sadece devlet olarak değil, firmalar, kamu, sivil toplum bütün
unsurlarıyla, ülkemizin bir dönüşüm sürecinden geçmesi gerekiyor.”

– “İhracatımızın yüzde 90’ından
fazlası sanayi ürünlerinden oluşuyor”

 

ASO
Başkanı Ardıç ise Ankara’nın OSTİM, Sincan, Temelli bölgesi, İvedik,
Kahramankazan, Akyurt ve Siteler başta olmak üzere, savunma ve havacılık
sanayisini de kapsayan geniş üretim ekosistemiyle, ülkenin bilgi ve teknoloji
üretiminin üssü olduğuna işaret etti.

Sanayi
ekosisteminin etkin işlerliği ve istikrarlı gelişimi için 40 meslek grubunda 10
bini aşan üye firmasıyla ASO’nun, Türkiye’nin büyüme ve kalkınma sürecine en
fazla katkıyı sağlamayı vizyon edindiğini belirten Ardıç, “Onun için bu
akşamı sadece bir ödül takdim töreni olarak değil, Ankara’nın ve ülkemizin
rekabetçilik, yenilikçilik ve kapsayıcılık ekseninde daha müreffeh bir geleceğe
ilerleyişinin güçlü beyanı olarak görüyoruz.” dedi.

Ardıç,
Ankara’nın bugün, savunma sanayisinden yazılıma, medikalden makineye, kimyadan
elektroniğe uzanan geniş üretim zinciriyle ülkenin ihracat ve istihdamında en
stratejik merkezlerden biri haline geldiğine dikkati çekerek, “Şehrimiz
sadece bir başkent değil, aynı zamanda üretimin, teknolojinin ve ihracatın
merkezi olma iddiasını her geçen gün daha yüksek sesle dile getiriyor.”
dedi.

ASO
62. Kuruluş Yılı Ödül Organizasyonu kapsamında, ihracat, istihdam, karlılık,
AR-GE ve yenilik, ikiz dönüşüm olmak üzere 5 kategoride 28 sanayi firması
ödüllendirildi.

Bir yanıt yazın