23.05.2025 / Ankara

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) organize ettiği TOBB Türkiye Ekonomi Şurası, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ilgili Bakanlar ve Oda/Borsa Başkanlarının katılımıyla TOBB İkiz Kulelerde yapıldı.​

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, toplantının açılışında
yaptığı konuşmada dünyada ticaret savaşları ve korumacılığın yayıldığını,
küresel büyüme ve ticaretin yavaşladığını belirterek, “Ülkemiz ekonomisi
de tüm bunlardan olumsuz etkileniyor ama enseyi karartmıyor, mücadeleden
kesinlikle vazgeçmiyoruz.” dedi.

Hisarcıklıoğlu, iş dünyası ile kamu idaresini bir araya
getiren en büyük platform niteliğindeki “TOBB Türkiye Ekonomi
Şuraları”nı, 2003’te hükümetle birlikte başlattıklarını söyledi.

Türkiye’de kamu ile özel sektör arasında istişare kültürünün
güçlenmesine katkı verdiklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Ekonomide zor
bir süreçten geçiyoruz. Dünyada ticaret savaşları ve korumacılık yayılıyor,
küresel büyüme ve ticaret yavaşlıyor. Ülkemiz ekonomisi de tüm bunlardan
olumsuz etkileniyor ama enseyi karartmıyor, mücadeleden kesinlikle
vazgeçmiyoruz. Bugünkü gibi, devletimizi hep yanımızda görmeyi arzu
ediyoruz.” diye konuştu.

– “Ekonomiyi
istikrarla büyütmeye devam edeceğiz”

Hisarcıklıoğlu, hep birlikte ekonomiyi daha sağlam temel
üzerinde, istikrarla büyütmeye devam edeceklerini dile getirerek, oda-borsa ve
sektör meclisleri başkanlarının bu vizyonla hareket ettiklerini anlattı.
Başkanların 81 ilde reel sektörde ve piyasada yaşanan başlıca sorunları
topladıklarını ve çözüm önerilerini hazırladıklarını söyleyen Hisarcıklıoğlu,
şöyle devam etti:

“Anadolu’yu sürekli dolaşıyorum. Firma ve sektörleri
devamlı dinliyorum. Gördüğüm en büyük sıkıntı krediye erişim. Hem kredi
büyümesine getirilen kısıtlamalar hem de yüksek faiz oranları, özellikle
KOBİ’lerimizin ayağına pranga oluyor. Piyasada ödemeler aksıyor, alışveriş
azalıyor, neticede ekonominin büyümesi yavaşlıyor. Bu sıkıntıları aşmak üzere,
KOBİ’lere pozitif ayrımcılık yapmalıyız. Onları, aylık kredi büyüme sınırı
dışına almalıyız. Ticari kredi kartlarını da bu sınırlama harici tutmalıyız.
Mevcut kredi limitlerinin reel olarak daralmasının önüne geçmeliyiz. Böylelikle
piyasaya bir rahatlama getirebiliriz.”

Bu işletmelerin sayı olarak çok olsa da toplam kredi
hacmindeki paylarının küçük olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, uygulanacak
pozitif yaklaşımın makro dengeleri de bozmayacağını ifade etti.

 

– KGF’nin kullanımı

Hisarcıklıoğlu, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın krediye
erişime yönelik önemli açıklama yaptığını, Kredi Garanti Fonunun kullanımıyla
ilgili yeni hazırlık yapılması talimatını verdiğini anımsatarak, “Bugün
sabah da Hazine ve Maliye Bakanı’mız, imalatçı KOBİ’lere yönelik 30 milyar
liralık kredi paketinin devreye alınacağını açıkladı. İhracat için de
destekleri artırmak zorundayız. Zira daha önce yaşamadığımız yeni bir küresel
ortamla karşı karşıyayız. ABD gümrük tarifelerini artırdı. En yüksek artışları
da başta Çin olmak üzere pek çok Uzak Doğu ülkesine uyguladı. Peki Çin, ABD’ye
eskisi kadar satamayacağı için elinde kalan stokları, malları başka pazarlara
gönderirse ne olur? ABD dışı pazarlarda, Çin rekabeti eskisinden daha da
şiddetli hale gelir.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Dünde kalan
bazı küresel düzenlemelerle kendimizi kısıtlamayalım”

Bunun küçük bir örneğinin geçmişte yaşandığını, 2020
başlarında Çin’de emlak balonunun patlayıp, inşaat furyasının birden bitince
eldeki inşaat makinelerinin başka ülkelere satılmaya başlandığını, Çin’in
2005’te yüzde 3’lerde olan küresel makine ihracatından aldığı payın 2023’te
yüzde 21’e yükseldiğini anımsatan Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:

“Dünde kalan bazı küresel düzenlemelerle kendimizi
kısıtlamayalım. İhracata muhakkak yeni ve proaktif destekler getirelim. İhracat
reeskont kredilerinde çok ciddi artışlar sağladınız. Türk lirasındaki reel
değer artışını telafi için buna devam etmemiz lazım. Reeskont kredi hacmini 3
aylık ihracat düzeyine yani 65 milyar dolar seviyesine çıkarmamız lazım. Emek
yoğun sektörlere öncelik verelim. Zira, artan girdi maliyetlerinden dolayı,
rekabet gücünü ve ihracat pazarlarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya
kalıyorlar. Başta tekstil ve hazır giyim olmak üzere, emek yoğun sektörlere ek
destekler verilmeli. Pandemi döneminde olduğu gibi, kısa çalışma ödeneği
devreye alınıp, aktif şekilde kullanılmalı.”

-Cumhurbaşkanı
Yardımcısı Yılmaz

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da Orta Vadeli
Program’ın (OVP) mutat olduğu üzere eylül ayında güncelleneceğini söyledi.

Uyguladıkları programın dört temel amacı olduğunu dile
getiren Yılmaz, ilk ve en temel amacın enflasyonu düşürmek, fiyat istikrarını
tesis etmek, hem kamu hem özel sektör için öngörülebilir bir ortamı sağlamak
olduğunu belirtti.

Yılmaz, programın ikinci temel amacının dengeli büyüme
olduğunu, sadece tüketimle değil, üretim, yatırım, ihracatla daha nitelikli
şekilde büyümeyi hedeflediklerini söyledi.

Üçüncü hedefin sosyal refah olduğunu belirten Yılmaz, bunu
kalıcı şekilde gerçekleştirmek istediklerini, günlük, geçici ve aldatıcı
çözümlerle değil, sağlıklı ve gerçekçi politikalarla ilerlemeyi amaçladıklarını
ifade etti.

Yılmaz, programın dördüncü hedefinin ise 6 Şubat depremleri
sonrası yeniden imar süreci olduğunu vurgulayarak, bunun için her yıl ortalama
35 milyar dolar harcama yapıldığını, yıl sonunda toplam harcamanın 100 milyar
doları aşacağını bildirdi.

-“Enflasyondaki
gerileme devam edecek”

Enflasyonun 2024 mayıs ayında yüzde 75,5’e kadar çıktığını,
haziran ayı itibarıyla dezenflasyon sürecinin başladığını, bu sürecin üçüncü
aşamasının ise kalıcı fiyat istikrarı olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları
söyledi:

“Dezenflasyon süreci geçen yılın haziran ayında başladı
ve 11 aydır kesintisiz bir şekilde enflasyonun yıllık oranı düşüş trendine
girmiş durumda. En son 37,9’a kadar geriledi nisan ayı itibarıyla. Mayıs ayında
da öncü göstergelere baktığımızda, dün Merkez Bankamızın da değerlendirmesi bu
yöndeydi, beklentilerin altında bir enflasyon oranı olduğunu görüyoruz. Yani bu
ayda da enflasyondaki gerileme trendinin devam edeceğini rahatlıkla
söyleyebiliriz.”

Yılmaz, reel sektörün krediler ve kredi maliyetleri konusunu
gündeme getirdiğini ve yaşadığı sorunları ortaya koyduğunu belirterek şunları
kaydetti: “Bu konudaki temel yaklaşımımız şu; programımızın ana
çerçevesini bozmadan, ana istikametimizi hiçbir şekilde zaafa uğratmadan reel
sektörümüzün taleplerine her zaman duyarlı hareket edeceğimizi bilmenizi
istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da perspektifi her zaman böyle olmuştur.
Yatırımdan, üretimden, ihracattan, istihdamdan yana olmuştur. Reel sektörden
yana bir perspektifi olmuştur. Biz de aynı politikayı elbette hayata
geçiriyoruz. Dolayısıyla şunu yapıyoruz; genel hacmi kontrol ederken, selektif,
seçici bir şekilde reel sektörün taleplerine cevap vermeye çalışıyoruz. Aynı
şeyi vergi politikalarımızda da yapıyoruz. Başka alanlarda da yapıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasının sonunda, “Son dönemlerde yaşanan geçici sıkıntıları abartmamak gerekir. Bunlar
geçici. Önümüzdeki birkaç aylık süreçte ben çok farklı bir finansal ortamın
oluşacağına inanıyorum. Birtakım göstergelerden, gidişattan bunu görüyoruz. Şu
anda biraz daha fazla hissediliyor belki finansal piyasalardaki sıkışıklık ama
önümüzdeki aylarda daha olumlu bir perspektif, makro anlamda da daha olumlu bir
perspektif olacağını ifade edebilirim” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından toplantı basına kapalı devam
etti. Bu bölümde söz alan oda ve borsa başkanları, kürsüye çıkarak
reel sektörden gelen konu ve çözüm önerilerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz’ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Hazine ve
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır,
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat,
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve bazı bakan yardımcıları da toplantıda yer aldı.